1 Eylül 2013 Pazar

30 Ay=2.5 yaş

       Bugün pek bir keyifli uyandı cüce...sabahtan beri şirinlik şirinlik yapıyor. Anneannesi ile kahvaltısı 1 saat sürdü bu süreçte sürekli ona şirinlikler yapıp öpmüş. Tam 900 gündür bizimle Can'ımız... Yemek saatlerini saymazsak çok ama çook güzel 900 gündü. Can büyüyor. Yaz tatilinde sık sık abilerini görmesi ve zaman geçirmesininde etkisi ile büyümüşte küçülmüş bir cüce oldu iyice. Garip yüz ve el hareketleri ile oyunlar oynuyor. taklitler yapıp bizi güldürmeye çalışıyor. Bütün yaz dip dibe olmamızın etkisi ile bana iyice alıştı. Kedi gibi gelip sürtünüyor dakikalarca öpüyor, bazen evde bir kedi beslediğimizi düşünüyorum. Kitap seçmeye, almaya bayılıyor. Yalnız bir kitabı 1 kere okumaya gör bir daha bir daha hiççç sonu gelsin istemiyor.Bir daha anne bir daha diyor sürekli. Ve ne yazıkki abileri, teyzesi ve son olarakda babasının katkısı ile Can telefonda oyun oynamaya başladı. Ben kesinlikle onaylamıyorum, zaten kendimde bilmem nerde ne oyun var nasıl oynanır ama teknolojijinin kaçınılmazı 2,5 yaşına kadar engel olabildim. Geçen dışarda yemek yiyoruz. Can'a da biraz yedirdim. Daha sonrada babası telefonda oyun açtı ve biz rahat rahat yemek yiyip üstüne kahve bile içtik. İnanılır gibi değil, şöyle bir baktımda masanın diğer tarafından herşey değişiyor, Can büyüyor... Masaya eşya taşımaya bayılıyor, hem yardım etmek hemde onları dökmeden götürmek onu çok gururlandırıyor. Kendi kurduğu oyunlar artık daha uzun sürebiliyor. İşim var şu an oyununa katılamayacağım  deyince beni anlıyor. Onu kandırmaksa artık çok ama çok zor. Şifreli imalı konuşmaları dahi anlıyor. İşimiz gittikçe zorlaştı. Ahmet ile evde bazen birbirimize sarıldığımızda veya azıcık bile yakınlık gösterdiğimizde nerde olursa olsun hissedip koşarak yanımıza geliyor ve "Siz napıyorsunuz" diyor. Sonrada hemen bende öpücem diyip üstümüze atlıyor. Daha çok soru soruyor, ne, ne için, neden.... Denize ve simidi ile yüzmeye iyice alıştı.Sadece ilk girerkenki soğukluk onu ürkütüyor. Meyvelerden en çok armudu seviyor. Birşeyi yemesini istediğimde sevmediği birşey ile yemesini istediğim birşeyi beraber tercih olarak sunuyorum tabiki de sevmediği seyi değil yemesini istediğimi seçiyor. Tercih yapmış olmak, kendi seçmek onu yemeğe sevk ediyor. Bende yenmesi gereken şeyi sorunsuz yedirmeye başlamış oluyorum. Başlamak bitirmenin yarısıdır değil mi :) Bir gün buraya gidelim mi, yarın oraya gidelim mi, başka bir gün onu yapalım mı cümleleri sıklaştı. Yanında gittikçe ergenleşen bir küçük adam var. Onunla olmak beni çok hafifletiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder