31 Aralık 2012 Pazartesi

Geçti Yıl...

           Yıl sonu yapılcak işlerin başında önceki yılı şöyle bir gözden geçirmek gelir hep. bikaç gecedir uykuya dalamıyorum ve bende gözden geçirme yapıyorum(uykuya dalamadığım için mi gözden geçiriyorum yoksa gözden geçirdiğim içinmi dalamıyorum ona kesin bir cevap yok :)) bütün yıl candan başka belirgin bişey yapmamışım.CAN CAN CAN... 90 cm lik bir adam nasıl böyle tüm zamanımı dolduruyor inanılır gibi değil. Birisinin hayatında bu kadar öncelikli olması hastalıklı bir durum bence sonra büyüyüp kendi hayatını kurmak istediğindede sıkıntı yaşaması bence bundan insanın...iyşallah o hastalıklı annelerden biri olmam...

       Bütün yıl başı hazırlıkları tamam önceki yıl gözden geçirildi, yılbaşı ağacı günler önceden camımızı aydınlattı, hediyeler kondu, hindi sipariş edildi... akşama komşularımızdayız...Canın aras'ında zira artık eve her çıkışımız olaylı...ARAS'A aras'a annem arasa gitcem... sanırsın çocuk onların, hayır aras dediğim şirin kuzuda daha yürümüyor bile, beraber oynadıklarıda yok ama cüce genede arasa gitmek istiyor sürekli, bir de beraber oynamaya başladılarmı yandık... bunları yatarken bile ayırmak zor :)

       Bu seneyi evde geçirmeye karar verdik, zira can'dan ayrı girmek istemiyorum, eee dışarıda çıksak onunla yeni yılı göremeden dönücez...en iyisi evde olalım dedik, çocuklu olunca sonuç ortak...
      
      Kuzumla güzel bir yıl geçiririz dilerim. huzurlu, sağlıklı, mutlu, yenilikli, heyecanlı bir yıl olsun. Ama herşeyden önce onlara güzel bir dünya brakmak için daha olumlu şeyler yaptığımız bir yıl olsun... Yüzleri hep gülsün bu yılda..

Mutlu yıllar...



16 Aralık 2012 Pazar

Romantik birkaç saat ...

        En son ne zaman 2 kişi bir yere gittik hatırlamıyorum.hakkikaten o gece yatarkende bunu düşündüm ve hatırlayamadım. sanırım çoook uzun zaman olmuştu. oysa biliyordumki çocuktan sonra çiftler kendilerinede zaman ayırmalıydı ama gel görki pratikte canı bırakıp birşeyler yapmak konusunda yeteneksiziz.sanki ona haksızlık yapıyor gibi hep bir suçluluk duygusu...

        Can'a 1 sene önce aldığımız ve en çok kullandığımız elimiz ayağımız gibi olan sert kendinden tabaklı önlükten almamız gerekiyordu.zira annemdeki kopmuş, bizdekide kopmaya yaklaşmıştı.o önlük olmadan yemek yedirmek imkansız yahut bir facia çünkü! Forumdaki mothercare'e gidicez. keremle ömer'in anneannede olmasını fırsat bilip can'da onlarla oynasın diye oraya bırakıp gidicez.ordanda hastaneye ablamların yanına geçmiş olsuna gidicez. neyse annem biraz mırın kırın etti bende çıkıcaktım falan diye ama hastaneyede gitmemin gerekliliğini bildiği için razı oldu. bastık foruma. önlük yok!hayal kırıklığı 1! hızla 1-2 mağaza baktık.kipaya giricez alışverişe ama karnımız aç. bişeyler atıştıralım sonra kipaya girer hastaneye uğrar canı alırız dedik zaman az. ahmet bişeyler almaya gitti ben cafede oturuyorum. Annem aradı "ne zaman geliyonuz?,hastaneye daha gitmediniz mi" çıktığımıza dahası can'ı almadığıma bin pişman oldum. oysa aylar yıllar sonra başbaşa dışarda bişeyler yiyecek, romantik bir market alışverişi yapacaktık , çok gördüler... markete girmeden bastık hastaneye özlemler ayrılmış ordan, yani boşuna gittikmi! eve dönüş yolunda ahmet yanlış yola girdi zaman kaybettik derken mutsuz mutsuz eve vardıkki, evde kimse yok!kimi maçta, kimi agora'da. yani bizi bekleyen yok..

Sözde başbaşa bir kaç zaman geçirmiş olmanın mutluluğu....:(

13 Aralık 2012 Perşembe

Perşembe günü

         Bugün sabah 7.21'de başladı mesaim.ama okul yoktu perşembeleri zar zor boşalttım bu sene, kuzuyla beraber olalım diye. genelde evde olduğumuz sabahlarda ellemiyorum zaten her sabah anneanneye gideceği için erkenden buz gibi hava ile benimle bir yüzleşiyor. bari evdeyken uyumak istediği kadar uyusun diğer aktiviteleride gün içinde kaydırırım diyorum. diyorumda sevgili oğlum sabah 7 gibi en geç uykusunda ağlamak sureti ile beni kaldırıyor, taa yanına kadar bişeymi oldu diye gidiyorum bide ne göreyim beyimiz uyuyor ama ben kalkmış oluyorum. kendileri 8 gibi teşrif ediyorlar güne:) anne her gün erken kalkmalı felsefesini bu çocuğa kim işledi bilemiyorum.

      Neyse şikayet yok, her tercih bir seçimdir! bütün gün beraberdik. ahmette akşam hastaneye ailemizi temsilen geçmiş olsuna gitmek zorunda kaldığı için akşamıda başbaşa geçirdik oğlumla. doyamadım ona ama onu doyurmak için elimden geleni yaptım...oynadık, güldük, koştuk, kavga ettik, inatlaştık, sarıldık, batırdık, temizledik, bol bol kokusunu içime çekip şükrettim Allaha beni bu şanslı insanlardan biri yaptığı için...Allahım isteyen herkese yaşat diye dua ettim hep...Tüm kalbimle...

           Saklanbaç oynadık bol bol gerçi canın klasik 2 yeri var salon masasının arkası ve banyo. Bulmak çok zor yani:) Aniden buldum deyincede öğrenmiş çok tatlı bi şekilde "korktum" diyor.
     Bu perşembenin etkinliği yılbaşı ağacı idi. ağacımızı dolabın kuytusundan çıkarıp kurduk tabi her yerimiz parladı topların siminden.canın çok hoşuna gitti. Anlattım ona yılbaşı ağacını hediye olayını.hoşuna gitti, zira paket açmaya bayılıyor kerata. anasının kargo paketlerinden bir alışkanlığı oldu :)

    Bakalım kaç gün sağ salim duracak ağacımız, süslerimiz ve hediyeler...

11 Aralık 2012 Salı

Saat 3'te 3 Maymun'u oynayanlar...

Can bir armuttur!!!
Can bir armuttur!!!
Can bir armuttur!!!
Can bir armuttur!!!
....
....
...
.
.
Can bir armuttur!!!

gecenin 3'ünde içimden bunu tekrarlayan bir kadındım sinirlenmemek için.! bu çocuğun uykusunu alıpta herkes derin uykusunu uyurken afyonunun patlamasına gıcık oluyorum. Bide babasıyla tatmin olmuyor Annne Annne.... Anneee her seferinde istendik ve kasıtlı artan bir ses tonuyla anne yanına gelene kadar bağırmalar devam ediyor. Olum etme eyleme oda senin baban seni doğurmasada üzerinde emeği var yok illa Annede kalkacak...Her ikisine birden eziyet edilecekki tadı cıksın gecelerin dimi :) Sabah olmak üzereydi kızma yöntemini kullanarak uyutmayı başardığımızda haliyle sabahta telefonun alarmını kapatmış elimde öylece uyumaya devam etmişim. Ahmetin saat 8'e geliyor değişi ile bir zıpladımki görseniz inanamazsınız. Bizim armutun poposunda pireler uçuyor...ohhh...tabi kaçarı yok onuda uyandırdık..ve yola düştük.canı bu gün babası götürdü anneanneye zira benim dersim başlamış hafiften geç kalmıştım. anneannesinin dediğine göre beyimiz bugün pek keyifliymiş. Keyifli olmazmı tabi adam akşam maymun oynattı :)

9 Aralık 2012 Pazar

Nağmur yağıyor :)

yoruldum
olmadı..
ayağım...
nağmur(yağmur)
attım
buldum
baba-nin
anne-nin
koştum
odada
geldim
soğuk
uğur böceği
aydede
fatoş,ahmet,emine,amca...
 ve daha nice o küçük iki tutak arasından çıkan yeni kelime...o kadar güzellerki...başka birinden duysanız o kadar şirin gelmeyen onlarca kelime,cümle...ama öyle mutlulukla çıkarıyorki artık canım oğlum...
     Anlaşıldığı üzere can artık kendini kelimelerlede bize ifade edebiliyor. bence artık konuşuyor. bizim söylediklerimizi tekrar etmeye çalışıyor edebilincede öyle gururlanıyorki tıpkı yaz başı yürümeye başladığında olduğu gibi ozamanda nasıl efe efe yürüyordu.başarabildiği için üstüne bir özgüven gelmişti sanki...şimdide konuşurken aynı şey...hani hep diyoruz ya; derdini anlatsa rahatlıcaz...inanın onlar bizden daha çok rahatlıyor ve mutlu oluyor. Anlaşılmak güzel şey...

5 Aralık 2012 Çarşamba

UYKUSUZ HER GECE :)

       
              01:42 evet evet saatin ekranı bu sayıları gönderiyordu, bizim kuzunun afyonu patladığında... ne yapsak uyumadı...odadan kim gitse onu bahane ederek ona seslendi. en sonunda yataktan kalktı evde gezindi ve yanıma gelip o korkunç kelimeyi söyledi "KALK"!!! başımdan aşağı kaynar sular döküldü. nasıl ya oğlum gel etme eyleme bak gece oldu her yer karanlık uyunur bu saatte, aydede çıkmış bütün herkes uyumuş(bu arada sevdiği tüm insanların,arkadaşlarının,abilerinin ismini tektek uyudu eyleminin önüne koyarak saydım) ama yok bizim oğlanın afyonu patlamış bir kere... kaçta daldı bilmiyorum çünkü uzun çabalarıma,anlayış,ilgi ve sevgime karşılık hala uyumayınca bende sigortalar attı gecenin o vakti evlat katili olmamak için canı babasına teslim edip kanepeye gittim.sabah alarm çaldığında(artık ne kadar az uyuduysam) ne saate, ne uyuduğum yere nede uyuduğuma inanamadım uzun süre...bizimkiyse bomboş battal boy çift kişilik yatağa yayılmış mışıl mışıl uyuyordu.içimdeki ses kaldır onuda desede kıyamadım tabikide...ben hazırlanana kadar uyudu sonra kalkmış dalga geçer gibi bana yastık göstererek anne gel yat diyor, ah can ahhh bu dalgın hallerim hep senin yüzünden hep senin...

3 Aralık 2012 Pazartesi

TİŞÖRT KADAR HATIRIM YOK...

Sabah saat 7.30! acilen evden çıkmak lazım.Zira can anneanneye bırakılıp 8’de başlayan derse girilmesi gerek…gel gör ki bizim oğlanın poposunda sinekler uçuşuyor.sen bütün gece uyuma sabah kalkılacak uyu… perde-ışık açma,ses yapma, konuşma, dürtme her türlü yöntemi denedim ama yok adam uyanmıyor. Derken dolabının üstünde en sevdiği tişörtü gördüm(bu tişörtü neden seviyor anlamış değilim turuncu düz bir tişört ama sanırsın aralarında kan bağı var J) çok sessizce “cannn bu tişörtün çok güzelmiş bunu bugün giyebilirmiyim” dememe kalmadan adam gözünün birini hafif araladı ve tişörtü görünce yataktan bir sıçrayışı varki “benimmmmm benimmmm o” diye… gülmekten öldüm…böyle kaldırırlar adamı… veee beklenen sonuç eşortmanın üstüne tişört giyilerek çıkıldı yola…böylece annede okula yetiştiJ


Meşhur tişörtle yazdan bir foto...